22 Haziran 2020 Pazartesi

HiçYokmuş

                                             Hiç Yokmuş 


Yine çatı dayım, yine kendimi aşağı atıyorum, kafamın içinde;

Balkonun köşesinde duruyorum. 
Korkuluğun diğer tarafına geçiyorum, oradan kendimi bırakacağım boşluğa bakıyorum.
Balkonlar, pencereler, çiçekler.
Elektrik telleri, lambalar.
Asfalt, arabalar, ağaçlar.

Hava sıcak, düşüncelerimin çoklu seslerin verdiği stres yormuş epey, anlımdan, boynumdan, sırtımdan, karnımdan, bacaklarımdan aşağı terler iniyor.
Kendimi aşağı sarkıtıyorum. 
Burnuma süzülen ter aniden damlıyor aşağı, bende arkasından bırakıyorum kendimi.

Kafamdaki sesleri seçemiyorum çokmuş ama sanki hiç yokmuş.
Rüzgarı yarıp içinden geçiyorum, kollarımın, bacaklarımın, boynumun etrafını sarıyor.
Bir kaç dakika ama daha uzun gibi.
Sonra asfalta yapışıyorum içi toprak dolu bir çuval gibi.
Bu sefer boynumun üzerine düştüm. 
İlk boynum kırılıyor, sonra aniden kesiliyor tüm sesler...

Kafamın içinden çıktım;
Annemin ektiği domateslere, salatalıklara, biberlere su vermek geldi.
Kalktım yerimden, yanımda ki güvercinler korkup uçtu.
Sonra bulutları izledim bir süre, su vermek kafamın içinde kaldı.

16 Ocak 2017 Pazartesi

Nokta



Bir şarkının peşinden koşuyorum yağmurlu bir hava da,
Onun ritmiyle hareket eden,
Her şey gibi oldum.

Köşe başında?
Ayak serçe parmağının - Günahı ne?

Aynaya bakar gibi sana bakıp,
Ağza gelen şeyleri bana söyledim.

Bana inandın sen,
Ki inanmazsın yok olmaya, kaybetmeye!

Sana elimde ki son vazgeçmeyi verdim,
Kalmadı bende.

Hatırlamadığım bir rüya gibi, hiç bir şey oldum.

Kalbe giden ayak seslerini,
Dans edenlerin gölgesinde,
Duydun mu?

Siyah da beyaz da,
Sen de ben de,
Bir de sıfır da,
Hepsi, matematik de bir nokta!

23 Ağustos 2015 Pazar

Öz

Detaylarını kaybettigı gece, boslukta kayboldu sesim..
Ayın gamzesi var mıydı?

Yanardağ dalgalansa da deniz yansa, kanatlanıp uçsa ve nefesim olsa belki susamam o kadar sana..

Bir kahramanım vardı sakalını kızıla boyar, kalbini durdururdu. Gölgesinde görünürdü sakalının rengi, kalbinin atışı... 
Tek kurtardıgı bir bendi...

Fil atı yedi, vezir de onu kesti zar o sıra başkasına adalet ediyor derken kupa kızı dogdu.

Midemin bulantısına anlam veremedim ne vardı ki bu kadar bulanıcak.

İlk bebek ağlamalarına uyandım ve uyanır uyanmaz yere düştüm yerler yapış yapış olmuş kafamı bir kaldırdım ki  koca bir dut agacında milyarlarca cenin.

Özlenen bir kokuyla gözlerim acıldı gülen bir mask gördum sonra kapatigimda gozlerimi aglayan bir mask silüeti geldi kapalı gözlerime..

...
Doner durur dunya, insanin hem icinde hemde disinda o halde tek insan iki dunya.
İnsana ask bahşedildi
Peki neden vicdan oncesin de verildi?
Güneş ayı kovalar gece gundüz olur derlerdi...
...

Perdeden sıyrılan ışıklar çarşafin üstünde, çarşafın üstünde sen, ben seni izlemek için yataktan çıktım ayakucundaki pufda ve çarşaf da
izim yaninda kıvrılmış duruyor.



Gözlerin kapali sacların kısa vucudun ise ışık giymiş. Kokunda rüyalarini gösteriyor düşüncelerime. Dokunma istegi bana sormuyor hep gidip geliyor ve bazen duruyor. Seni öpmeyi hayal ediyorum uyandirmamak için ve sabah oluyor gozlerim kapali buluyosun pufta ...

.

Son resimdi hayal
Ve ilk bakışta aşk...


22 Mayıs 2015 Cuma

BİÇİM



Görünmez bir boğazdan geciyorum ve sana geliyorum.

Çığlıklar denizden geliyor ve cama yapışıyor.

Aklımda nedense uçmak, bir fiilden ötede.
-Nefesimse titremekte...

Zannedilişlerle varan bir sevişme de tükenir gerçek ve yok olur yanlıslarla.
-Olmamaktan doğansa hep yalan..

Dışarda olan tüm ışıklar taklidi bir parca kıvılcımın. Güneşi bekle saçların rengini satabilmek için yaban gözlere...

Senden noktalara rastladığımda herhangi bir resimde,
zaman parmak uçlarında dans eder.

...
Suretine karşıdan bakabildiginde, pencere kenarında
pilastik saksıda ki çicekmiş...


30 Kasım 2013 Cumartesi

KIRMIZI

        "Saat on bir, intihar için erken bir saat" dedi kadına genç adam ve sevişmeye başladılar. Sıcağın korkak olduğu bir mevsimde terlemeye başladılar. Beyaz çarşaflı, yaşlı bir yatakta, demirden ranza mutluydu onların altında. Tükenmeye aşık olan kırmızı bir mum onlara verdiği renkten şikayetçi sayılmaz, arkasındaki aynanın içinde olan mumla yarıştıklarını hissediyor ama bunu kendine itiraf edemiyor . Dolap kahverengi boyandığı için hep şikayetçiydi. Kabaran ve çatlayan kahverengi boya ise istenmediği dolaba hizmet veriyor.
     
        "Susadım…" "Biter şimdi…" "Susadım…"dedi kadın ve adam kaçmasına izin vermiyormuş gibi tuttuğu yastığı kadının başının altından çekti. Aynı anda içinde tuttuğu nefesi kasarak açtığı çenesinden dışarı çıkmasına izin verdi. Mumun aşık olduğu tükeniş, adamın o hali ve adam. Sadece belirsizlik halinde ki kadının yanına uzandı.

        "Getirmemi, ister misin?" "Ben alırım." "Bana da getir." Kadın, kendini nedensiz kötü hissederek odadan çıktı. Adamın düşüncelerinde zaman kaybolmuştu ve kadından bardağı aldı. Uyumak için ilaçlarını aldı, sonra kadına uzattı. 

        "Birlikte içelim." "Tamam ama aynı anda…" Her zaman söylediklerini yaptılar yani içtiler. "İyi geceler" "İyi geceler." Yatağa uzandılar sırt sırta. Kadın ağlamaya başladı sonra adamda. Adam yataktan çıkmaya yeltendi, kadın ona sarıldı ve adamda kadına…

31 Ekim 2013 Perşembe

KEDİ


Deniz içine geceyi hapsetmiş,
Balıklarsa martılara yalvarmakta.
Örfler örselemekte güneşi,
Bulutlarsa istiflenmiş ve gökyüzüne sığmaz halde.


Ölümlerin en küçük ama en güçlü nedeni olan kış,
Gelmekten sıkılmış sanki bu toprak parçasına.

Teni, güneşe aşık olan esmer bir kız çocuğu,
Tutkusu olan akordeonu çalmakta.
Nefretiyle beslenen; tutku ve aşk
Tutku ve aşkı köz tutan; alınan para,
Paraya karşılıksa gecenin gölgesi olan sisli bir gülümseme.

Beşikçesine sallanan vapur,
Anne karnını anımsatmakta bana…

29 Eylül 2013 Pazar

MELEK

           Kurumuş dudaklarını öptü sonra çıktı balkona.
Kollarını açtı ve uçtu...


           Bedeni yattığı yatağın hatta yaşadığı evin bir parçası haline gelmiş. 

hareketsizlik onun  tek becerisi, baktığı tavan ise hayallerini yansıtabildiği perdesi.
Bütün dünya onun düşünceleriyle şekil alıyor ve var oluyor.

           Uçan kadındaydı aklı  ama daha önemli düşünceleriyle ilgilenmeli o gün.
Önce tütün sarmayı sonra asırlık şarabından yudumlamayı hayal etti ama bir an sigara dumanını çıkarmadan şarabını yudumlayınca öksürük tuttu.

           Mevsim sonbahardı.
O gün yağmur yağmalıydı ona göre ve yağmur başladı...