3 Ocak 2013 Perşembe

Demlik...

        Kısa, siyah tüyleri olan zayıf bir köpek. Dakikalarca takip etti bindiğim otobüsü. Her durakta nefes almak için havlıyordu.Benimle 15 yaşlarında, hayatı yanlış yaparak öğrenmek zorunda kalan ve açlığı dost edinmiş bir çocuk bindi otobüse.
       Otobüste olan insanlar, köpeğe içinde hayranlık, şaşkınlık, eğlence ve aptallık barındıran gözlerle bakıyorlardı. Kimi  ayağa kalkıp anı dondurmaya çalışıyordu, benim şuan yaptığım gibi. İnmem gereken durağa geldik, sonra geçtik. Neden inmediğimin farkındaydım ama çantamdaki cüzdanın orada olmadığının farkında değildim, Toplamda sekiz, dokuz durak geçtik ama benim inmem gereken yer dört durak önceydi.
      Çocuk ile birlikte indim. Sonra hikayenin kahramanı da bize yetişti ve çocuğun üstüne attı kendini, hak ettiğini düşünmeden tabi. Ona imrenerek baktığımı fark etti çocuk ve poşetten cüzdan çıkartıp bana yaklaşıp verdi. Benim cüzdanım olduğunu 'senin bu abi' dediğinde fark ettim, 'Eyvallah' dedim ve 'iki beşlik vardı, alsaydın birini' dedim. Utandı, gitti. Yani ben öyle sandım. Diğer beşliği vermemek için kaçmıştı aslında.
     Sonra bir kırk dakika yürüdüm inmem gereken durağa doğru ve sanırım sadece köpeği anladım...